Glutenli tahılları yediğimizde, glutenin bileşenindeki gliadin, sindirim sistemindeki zonulin adlı başka bir proteinin üretimini tetikler. Bu da bağırsak çeperini etkiler ve çeperde delikler oluşmasına neden olur. Bu durumda, sindirim sistemini koruyan barikat tehlikeye düşer. Bu da sızıntılı bağırsak sendromuna neden olur. Yani bağırsaktan emilmemesi gereken tüm toksinler, mayalar, kötü bakteriler, sindirilmemiş parçalar kana karışır. Bu durum ise, bir çok rahatsızlığın kapısını aralar.

Ekmek, simit veya makarna yediğinizde karbonhidrat ve tabii ki şeker yemiş oluyorsunuz. Karbonhidrat yemek dopamin salgısını arttırıyor ve size kendinizi iyi hissettiriyor. Bu nedenle, daha çok yemek istiyorsunuz. Ancak gluten kan şekerini yükseltir, insülin hassasiyetine neden olur ve daha çok acıktırır. Beslenmenizden içinde buğday olan şeyleri çıkardığımızda, bazı belirtiler meydana gelebilir: yorgunluk, titreme hali, depresyon v.s… ama kaçınılmaz gerçek hepimizin gluteni bırakmasıdır. Yani kısa süre oluşacak bu belirtiler oluşsa da oluşmasa da, ömür boyu bağımlı gezmek yerine göz önüne alıp bırakmak lazım.
Benim en büyük yardımcım glutenli birşey yediğim zaman, bağırsağımda sert bir hamur hayal ediyorum ve yediğim diğer güzel şeylerin emilmesini engellemesi durumu beni çok korkutuyor. Siz de önünüze bir hedef koyun ve hedefinizle amaçlayın.
Ancak bu süreçte en dikkat edilecek şey glutensiz yazan paketli ürünler. Bu yağmurdan kaçarken doluya tutulmak olur. İçerik okumayı öğrenmek gerekiyor. Onlarca kimyasalla hazırlanmış bir paketli glutensiz ekmek çok ama çok zarar verir.
Bu durumu engellemek için, öncelikle hayatınıza glutensiz tarifleri ekleyin, sevdiklerinizi belirleyin… İlk aşama olarak, bunlara alışıp, sonra gluteni bırakmak daha akıllı bir hedef olabilir. Yani çıkarmadan önce ekleyin…